Fransızca ile boğuşan bir adet Ada...Kitaplara aşık,flüt çalmayı seven,sürekli müzik dinleyen kendi dünyasında bir kızım ben.
Bu Blogda Ara
2 Mayıs 2017 Salı
Kitty Yorumu||The Midnight Star
Selamlar! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Valla ben iyi sayılırım, şu yarınki sınavım geçince daha iyi olacağıma eminim. Bu arada bugün ACOWAR çıktı, çoğu kişi ya okumaya başladı ya da bitirdi ve benim kopyamın gelmesine daha 10 gün var. Amaaaa konumuz ACOWAR değil, The Midnight Star. O zaman başlayalım! (Yorum azıcık spoiler içerebilir)
Kitap Adı: The Midnight Star (The Young Elites #3)
Yazar: Marie Lu
Sayfa Sayısı: 316
Goodreads Puanı: 4,15/5
Benim Puanım: 4,5/5
Kitap bitince fena halde acı çekeceğimi bildiğimden (herhangi bir Marie Lu kitabı okuyacaksanız bunu göze almalısınız) kitabı yavaş yavaş okudum. Yavaş yavaş derken kelimenin tam anlamıyla söylüyorum çünkü kitaba 16 Ocak'ta başlamıştım ve 1 Mayıs'ta bitirdim. Kitabı okumamaya çalıştım, aslında en az bir ay daha götürecektim ama yanlışlıkla kitabı bitirdim. 50 sayfa okuyacağım diye oturdum, kalktığımda kitap bitmişti ve tabii ki yüreğime bir öküz oturmuştu çünkü bu Marie Lu, bir kere olsun ciğerimizi soldurmazsa ölür. Aslında ben çok daha kötü şeyler bekliyordum (çünkü bu Marie Lu, neden olmasın?) ama beklediğim kadar kötü değildi. Biraz içim burkulsa da güzel bir sondu, oldukça beğendim kendisini. Hatta son bölümlere gelene kadar 4 vermeyi düşünüyordum fakat sonlara gelince puanım 4,5 oldu.
“You cannot harden your heart to the future just because of your past. You cannot use cruelty against yourself to justify cruelty to others.”
Bildiğiniz (veya bilmediğiniz) üzere The Midnight Star, The Young Elites yani Genç Elitler serisinin üçüncü ve son kitabı. İlk kitabı çok beğenmiştim, ikincisi fena değildi ve son kitap da oldukça iyiyidi yani seriyi genel olarak sevdim. Yazarın diğer serisi olan Efsane (Legend) serisi ile karşılaştıracak olursak kesinlikle bu serinin beş bin kat daha güzel olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Eğer Efsane serisini beğenmediyseniz bile bu seriye şans vermelisiniz bence, beğenme ihtimaliniz oldukça yüksek. Yani ben de pek Efsane aşığı değilim fakat bu seriyi oldukça beğendim. Sanırım bunun asıl sebeplerinden biri ana karakterimizin "iyi" değil de daha karanlık bir karakter olması. Aslında seride en "iyi" karakter dediğinizin bile bir karanlık tarafı var (herkes gibi). Genelde bu pek kitaplarda yansıtılmıyor (nedense) ve bu seride yansıtılmış olması hoşuma gidiyor.
“None of us are saints. We can all do better.”
Yazarın kalemini genel olarak seviyorum, akıcı bir dili var. Arada bir sürü kişinin bakış açısıyla yazsa da olaylar karışmıyor,bir bütün halinde ilerliyor (genelde Adelina anlatsa da arada değişiyor). Kitabın konusu bence özgün, yani ben pek böyle bir konuya sahip bir kitap okumamıştım daha önce, varsa da bilmiyorum (dünyada 9679989849588 tane kitap var hepsini bilemeyiz heralde, biz de insanız) Karakterlerden ilk kitabın yorumunda bahsetmiştim zaten (Instagram üzerinden, @tontonunkitapligi )
bu yüzden pek bahsetmeyeceğim ama ufak birkaç durum güncellemesi yapayım eheheh. Öncelikle Enzo'yu eskisi kadar sevmiyorum ama nefret de etmiyorum, edemem de zaten. Teren hala en sevdiğim karakterlerden biri (valla nedenini ben de bilmiyorum, pek sevilecek bir tarafı yok aslında) Adelina'yı bu kitapta çok daha fazla sevdim, bunun nedeni belki onu daha iyi anlamaya başlamamdır bilemiyorum artık. Magiano zaten... Diyecek bir şey var mı ki, çok seviyorum ya!
“Someday, when I am nothing but dust and wind, what tale will they tell about me?”
Aslında kitap hakkında söylenecek pek bir şey yok çünkü son kitap. Bu yüzden yorumu burada bitiriyorum. Kitabı genel olarak oldukça beğendim fakat ilk kitaptan iki tık aşağıdaydı bu yüzden 4,5 verdim. Herkese bol kitaplı akşamlar!
“We are doomed to be forever young.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder